Sosyal Medya

Makale

Süleyman Şah’tan infaz görüntüleri mi gelseydi!

Süleyman Åžah Türbesi’nde görev yapan askerlerimizden bir tanesinin bile başına bir iÅŸ gelseydi, Allah korusun bir saldırı, rehin alma olayı, ardından IŞİD’in servis edeceÄŸi bir görüntü söz konusu olsaydı, Türkiye’de nasıl bir infial uyanırdı!

Hatırlayın, Ürdün’lü pilotun başına gelenleri. Ürdün devletini ve halkını provoke etmek için pilotu ateÅŸe verdiler. Bütün ülke ayaÄŸa kalktı. Ardından Ürdün hava kuvvetleri IŞİD’e saldırıya baÅŸladı.

Hatırlayın, 21. Mısırlı Kıpti’nin idam sahnelerinin servis edilmesini. Bu görüntülerle Mısır provoke edildi. Amaç da buydu. Hem devleti hem de Mısır toplumunu provoke etmek istediler. Ettiler de, Mısır Libya’daki mevzilere hava saldırıları düzenlemeye baÅŸladı.

Musul KonsolosluÄŸu’na gerçekte kimler saldırdı?

Hatırlayın, Musul KonsolosluÄŸu’muzun basılıp insanlarımızın rehin alınmasını. Bu saldırıyla, Irak ve Suriye’de olanlara karşı Türkiye’nin eli kolu baÄŸlandı, hareket edemez hale getirildi. 49 vatandaşımız 20 Eylül’de kurtarılıncaya kadar 102 gün rehin kaldı. Bu dönem Türkiye’nin bölgede felç olduÄŸu dönemdir.

Bu dönemde 49 kiÅŸiden bir tanesinin başına bir iÅŸ gelseydi, bir infaz görüntüsü gelseydi Türkiye kamuoyu ne hale gelirdi? DeÄŸer yoksunu içerideki bazı çevreler bunu nasıl istismar ederdi? CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinden önce, IŞİD’in bu rehinelerden bir tanesini bari infaz etmesi için dua eden ne çok insan, ne çok siyasi çevre vardı o günlerde.

Hiç düÅŸündünüz mü, IŞİD Suriye ve Irak’ta etkinliÄŸini artırırken hiçbir ÅŸekilde Türkiye’yi hedef almıyordu. Türkiye rahatsız olur diye operasyonlarına özellikle dikkat ediyordu. Peki ne oldu da örgüt birden Musul KonsolosluÄŸunu basıp insanlarımızı rehin aldı? Bu fikri, bu hedefi, bu talimatı kim ya da kimler vermiÅŸti? “Üst akıl” diye tabir ettiÄŸimiz, örgütün arkasında strateji belirleyen “merkezler” Irak ya da Suriye’de miydi yoksa Londra, Washington gibi baÅŸkentlerde miydi?

Bugün, Musul’daki rehine olayının gerçek sebebi hala aydınlığa kavuÅŸamamıştır. IŞİD içinde baÅŸka IŞİD’ler, istihbarat odakları vardı ve onlar yerine geldiÄŸinde örgüte bir takım hedefler belirliyor, asıl operasyonu onlar yapıyordu.

Birileri IŞİD’i Türkiye ile savaÅŸtırmak istiyor

Bu anlamda örgütler devletlerin ya da istihbarat örgütlerinin kamuflajıdır. Örtülü operasyonlar bu örgütler üzerinden ya da örgütlerin içinde oluÅŸturulan küçük odaklar üzerinden yaptırılır. Bazı devletler hasım devletlerle bu örgütler üzerinden hesaplaşıyor, onlara had bildiriyor, burnunu sürtüyor, uyarıyor, tehdit ediyordu. IŞİD üzerinden yürütülen saldırılar bir tür devletler hesaplaÅŸmasıydı.

Musul’daki rehine olayı da Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu kırmaya, onu hareket edemez hale getirmeye, IŞİD üzerinden yürütülen bölgesel operasyona müdahale edemez alana çekmeye dönük bir saldırıydı. IŞİD saldırısı deÄŸildi bu, örgüt üzerinden bölgede Türkiye ile nüfuz, güç hesaplaÅŸması yürüten ülkelerin saldırısıydı.

Åžükür, kazasız belasız bu meseleyi çözdük. Çözmeseydik, o rehinelerden biri ya da bir kaçı, o meÅŸhur infaz videolarından birinin kurbanı olabilirlerdi. Türkiye bunu önledi, ama içerideki beyinsizlerin, Türkiye’nin Baasçılarının, kan üzerine siyaset yapanların bu baÅŸarıyı istismar etmelerinin önüne geçilemedi.

Hiç düÅŸündünüz mü, rafizi dedikleri Åžii veya Ä°ran yanlılarına karşı konumlandırılan örgüt, bir anda nasıl oldu da Kürtlere yöneltildi? Bir anda Erbil’e kırk kilometre mesafeye geldiler. Hava saldırıları olmasaydı Erbil’i çoktan almışlardı. Oysa hesapta örgütün Kürtlerle çatışması yoktu. Örgütün Türkiye’yi de hedef alması beklenmiyordu. DurduÄŸu yer bunu gösteriyordu.

Birileri örgütü Türkiye üzerine salmaya çalışıyor. Bu sefer hedef Süleyman Åžah Türbesi ve Karakolu’ydu. Oraya saldıracaklar, belki askerlerimizi rehin alacaklar, belki türbeyi ateÅŸe vereceklerdi. Belki de Ürdün ve Mısır’a yaptıkları gibi infaz görüntülerini servis edip Türkiye kamuoyunu dalgalandıracaklardı. Hem de seçim öncesi.

Saldırı planının içerideki ortakları

Bunlar olurken içeride de bombalar patlayacak, Kobani olayında olduÄŸu gibi terör içeriye ihraç edilecek, toplumsal infiale yatırım yapılacaktı. Ä°ÅŸte o zaman kan üzerinden siyaset yapanlara gün doÄŸacak, Gezi benzeri hareketler geliÅŸtireceklerdi. Projenin Türkiye ayağının ihalesine talip çok çevre vardı.

Süleyman Åžah operasyonu ile büyük bir oyun bozuldu. Bu feraseti, dikkati kutlamak lazım. Oyun bozulunca içeridekilerin nasıl galeyana geldiÄŸini, öfkeden deliye döndüÄŸünü gördünüz. Bu olaya ne kadar kızıyorlarsa oradaki kanlı bir bilançoya da o kadar bel baÄŸlamışlar demektir.

“Türkiye toprak kaybetti, geri adım attı, çekildi” gibi sığ, özensiz, günübirlik reaksiyonları dile getirenler, böyle bir saldırı olması durumunda kıyameti koparacaktı. Belki de el çırpıp halay çekeceklerdi. Buradan bir iktidar devÅŸirme hesabı yapacaklar, kan üzerinden siyasetin bir baÅŸka çirkin örneÄŸini sergileyeceklerdi.

Burada asıl sorgulanması gereken bu anlayış, bu kötülük duygusu, bu körlüktür. Bölgedeki güçler çatışmasında aldıkları pozisyon hiçbir ÅŸekilde Türkiye’den yana olmayan, iç politik kazanç için her tür ittifakları yapabilen bu çevrelerin Süleyman Åžah Türbesi üzerinden hazırlanan kanlı senaryoya bel baÄŸlaması ülkemiz adına utanç vericidir.

Türkiye’nin itibarıyla oynayacaklardı

On beÅŸ yıldır bölgeyi izliyorum. Günlük deÄŸiÅŸkenleri çok olan bir coÄŸrafyada siyaset üretmek, güvenlik politikaları üretip uygulamak ne zordur, biliyorum. Sürekli alarm durumunda olunması gereken bir bölgede, hiç bir devlet kalıcı politikalar uygulayamaz. Sadece uzun vadeli hesabınız, perspektifiniz olur ama her gün yeni manevralar yapmak zorundasınızdır. Burası, 21. yüzyıl güç mücadelesinin ana meydanıdır ve dünyalar savaşına sahne olmaktadır. Hiçbir örgüt sadece örgüt deÄŸildir, hiçbir cephe kalıcı deÄŸildir, hiçbir ittifak uzun soluklu olamaz.

Türkiye, IŞİD kamuflajı arkasına sığınmış bir açık saldırı tehdidi altındaydı. Terörle dize getirilmek istendi. EÄŸer bu operasyon yapılmamış olsaydı, çok yakın zamanda sınır bölgelerinde terör saldırıları izleyecektik. Süleyman Åžah’a saldırı olacaktı. Bu saldırıyla Türkiye ve IŞİD karşı karşıya getirilecek, arkasından baÅŸka bir iÅŸ çevrilecekti.

En vahimi de, Ürdün ve Mısır örneÄŸinde olduÄŸu gibi, infaz görüntüleri Türkiye’ye ve dünyaya servis edilecekti. Ya da Osmanlı’nın atası Süleyman Åžah havaya uçurulacak, Türkiye’nin itibarı yerle bir edilecekti.

GeçmiÅŸin ve geleceÄŸin ülkesi

Bu operasyon basiretli bir devlet aklının, feraset sahibi insanların ön alma operasyonudur. Varsın onlar bağırıp çağırsınlar. Türkiye birkaç yıllık bir ülke deÄŸildir. Bu devlet bir garnizon devlet deÄŸildir. GeçmiÅŸin ve geleceÄŸin ülkesidir burası. Ve hiçbir eylem günlük deÄŸildir. Bu olay, geçmiÅŸin derinliÄŸinden beslenen, yakın ve uzak geleceÄŸi yelken açan bir devlet refleksidir.

Bir oyun kurdular, oyunları baÅŸlarına geçirildi. Oyun kuranlar Türkiye’nin oyununa yenildi. Bize tebrik etmek, bu hassasiyeti desteklemek düÅŸer.

yenisafak.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.